◊Merhaba, bize kendinden bahsedebilir misin?
-Merhaba, ben Alkım, 30 yaşındayım. İstanbul’da doğdum. Hayatımın 4-5 yıllık bir bölümünde İzmir’de yaşadım. Fotoğrafçılık ve Restaurant-Bar-Coffee Shop işletmeciliği yapıyorum.
◊İngiltere’ye taşınmaya ne zaman ve nasıl karar verdin? Ne zamandır orada yaşıyorsun?
-İngiltere’ye 2015 yılında turist olarak geldim. Yaşamaya başlamak gibi bir düşüncem yoktu ancak geçirdigim kısa süre içerisinde Londra’ya aşık olmuştum. Şehrin düzeni, sanatsal yapısı, sokakları, dükkanları ve insanların şehirdeki yaşam biçimi ve şehrin dinamiği ve bir çok etken beni kendine hayran bırakmıştı. Turist olarak geldiğim günden beri yaklaşık 4 yıldır Londra’da yaşıyorum.
◊Yurt dışına taşınmadan önce nerede yaşıyordun? Hayatından memnun muydun?
-Londra’ya taşınmadan önce İstanbul Fulya’da yaşıyordum, yaşam standartlarımdan ve mevcut gelirimden memnundum. Ancak yaşadığım hayattan, ülkemden, ülkemin ve insanlarının kötüye giden durumundan memnun değildim. Hayalimde yurt dışında yaşama isteği hep vardı, özellikle İngiltere veya Britanya değildi hatta Kanada ve Avustralya aklıma gelen ilk ülkelerdi.
◊Yurt dışına taşınmadan önce de sık sık diğer ülkelere seyahat eder miydin?
-Bu soruya bir sürü ülke ve şehir eklemeyi çok isterdim ama İngiltere benim ilk yurt dışı deneyimimdi. İngiltere’de ise bulunduğum şehirler arasında en sevdiğim şehir ise şu an yaşadığım Londra ve Brighton diyebilirim. Ancak ziyaret listemin en başında İzlanda var. İzlandayı takip eden sırada Danimarka, İsviçre ve Güney İtalya var.
◊Yurt dışına taşınma sürecinde neler yaşadın? Zorlandığın noktalar oldu mu?
-Buraya taşınmaya karar verdikten sonra oldukça sancılı bir süreç başladı. En önemli sorun dil problemiydi. Burada yaşamaya karar verdiğimde İngilizce bilmiyordum. İlk 7-8 ay sokakta öğrenmeye başladım İngilizceyi; publarda, coffee shoplarda insanlarla iletişim kurmaya çalışarak ve daha sonra düzenli gelir edinmeye başladığmda dil kursuna gidebildim. İş bulma sürecinde Türkiye’den gelen Türkler vize türünden dolayı sıkıntılar yaşayabiliyor. Burada meşhur olan vize türü Ankara Anlaşması’dır. Bu anlaşma çerçevesinde burada binlerce Türk vatandaşı çalışma ve oturma izni alıp 5 yıl sonunda vatandaş olabiliyor.
◊İngiltere’nin pozitif tarafları ve orada yaşıyor olmanın avantajları neler?
-Refah düzeyi çok yüksek olan bir ülke, asgari şartlardaki gelir düzeyi ile alım gücünün çok yüksek olması büyük bir avantaj. Burada yüzlerce milletten, farklı inançlarda insanlar birbirlerine oldukca saygılı bir şekilde istediği gibi yaşayabiliyor. Devletin her birimi düzenli bir şekilde titizlikle işliyor ve halkın yaşamını kolaylastıracak şekilde çalışılıyor.
◊Yurt dışında yaşamanın zorlukları neler? İngiltere’de sana uymayan, sevmediğin şeyler var mı?
-Türkiye’de doğmuş ve büyümüş bir birey olarak en büyük zorluk adaptasyon oluyor. Burada en sevmediğim şey ülkenin sağlık sistemi; gerçekten kötü işliyor. Bir diğer nokta ise musluklar, her bir lavaboda iki musluk var ve birinden sıcak diğerinden soğuk akıyor bu yüzden ılık bir suyla buluşamıyorsun. Ayrıca keşke taharet musluğu da olsaymış dediklerimden.
◊İngiltere’de Türk olduğunuz için size farklı davranıldığını hissettiğin oluyor mu? Sosyal hayatından memnun musun?
-Politik cevap isteyen bir soru ama açık söylemek gerekirse son zamanlarda Türk olduğumu söylememeye özen gösteriyorum. Kıbrıslıyım diyorum ve bu soruyu geciştiriyorum. Tam anlamıyla belirtilmese de zaman zaman Türk olduğumda tavır değişikliği sezdiğimi söyleyebilirim.
◊Türkiye’ye dair en çok neleri özlüyorsun?
-Türkiye’yi hiç özlemiyorum, zaman zaman Türkiye’de sıklıkla yediğim çiğköfteyi özlüyorum.
◊Türkiye’yi ne sıklıkla ziyaret ediyorsun? Ziyaretlerinde en çok nerelere gitmeyi tercih ediyorsun?
-Türkiye’ye yılda bir kere seyahat ediyorum son ikisinde Antalya’nın Kaş ilçesine gittim.
◊İngiltere ve Türkiyeyi birer cümle ile anlatmanı istesek nasıl tanımlardın?
-İngiltere: Hiç tanımadığı halde yolda birbirine selam veren güleryüzlü, samimi insanların ülkesi.
Türkiye: Birisiyle konuşurken 5 dakika sonra kavga etmeye başlayacakmışsın hissi veren, farkılıklara ve birbirine tahammülü olmayan insanların ülkesi.
◊İleride geri dönüp Türkiye’de yaşamayı düşünüyor musun? Ya da şu konularda değişim/gelişme olursa dönerim dediğin şeyler var mı?
-Türkiye’ye geri dönmeyi pek düşünmüyorum. Ülkemin herhangi bir konuda gelişim ve değişim sağlayacağına inanmıyorum ve böyle bir umut içerisinde olmanın mantıksız geldiğine kanaat getirdim.
◊Yurt dışında başına gelen en ilginç/komik olay neydi?
-Aslında çok fazla ama bir tane örnek vermek isterim; burada Pret a Manger adında Starbucks benzeri bir kahve dükkanları zinciri bulunuyor ve ben bunlardan birine bir hafta icerisinde 5 defa girip her girişimde kahve istemeden önce Nasılsınız? Gününüz nasıl geçiyor? diye sordum ve her defasında bana kahvemi ikram ettiler. Çok ilginç ve hoş bulmuştum.
◊Yurt dışına taşınmak isteyenlere ve özellikle İngiltere’ye yerleşmek isteyeceklere tavsiyelerin nelerdir?
Öncelikle şemsiyenizi ve yağmurluğunuzu almadan gelmeyin, Londra yağmurlu bir şehir?. Aslında verebileceğim en gerekli tavsiye dil konusudur. Dilini hiç bilmediğiniz bir ülkeye gelmek büyük bir problem. Londra’da İngilizce bilmiyorsan bir hiç olabilirsin. Ama Londra’ya gelmek istiyorsanız ne olursanız olun, kim olursanız olun hepinize iş var.
◊Eklemek istediğin bir şey var mı?
-Sana çok teşekkür ederim Nil. Böyle bir platform oluşturduğun için tebrik ediyorum ve başarılar diliyorum.
Yeterince isteyince mümkun olmayan şeylerin de çözülebildiğini yaşayarak tecrübe edenlerden biri olarak tüm arkadaşlarımıza söylemek istediğim; unutmayın eğer yurt dışında yaşamak istiyorsanız bunu yapabilirsiniz! Korkuyorsanız yeterince istemiyorsunuzdur inanın.
Alkım’ın birbirinden güzel Londra fotoğrafları paylaştığı Instagram hesabı: @peaceoflondon_